Akkuş, “Travmalar paylaşıldıkça iyileşir”
Ege Üniversitesi (AB) Mesleki Planlama ve Başarı Koordinatörü tarafından düzenlenen “Kariyer Sohbetleri” kapsamında AB Sağlık Bilimleri Fakültesi tarafından “Afetlerde İletişim” konulu bir söyleşi gerçekleştirildi. Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Anabilim Dalı Arş. Görmek. Ayşenur Akan’ın üstlendiği söyleşiye klinik psikolog Dr. Koray Akkuş konuşmacı olarak katıldı. Röportajda; 11 ili etkileyen ve çok sayıda ölüme neden olan Kahramanmaraş merkezli depremzedelere nasıl yaklaşılması gerektiği, travma kavramı ve etkileri, travmatik olay yaşayan bireylere nasıl yardım edilebileceği hakkında bilgiler sunuldu.
Travmanın ruhsal bir bozukluk anlamına gelmediğini belirten Dr. Bu semptomlar oldukça yaygındır. Travmatik olay yaşayan kişilerde belirtiler değişen derecelerde görülür ve bazen kişiler hiçbir şey yapmasa da belirtiler re’sen kaybolur. Temas hatalarının en temel noktası burasıdır. İnsanlar bunun ortadan kaldırılması gereken bir sorun olduğunu düşünüyor ve ortadan kaldırmaya çalışıyor. Bu durum travma yaşayan kişilerin uzun soluklu bir mücadeleye itilmesine neden oluyor.”
“Çocuklar ve yaşlılar daha çok etkileniyor”
Travmanın şiddeti ve süresinin değerli olduğunu vurgulayan Dr. İnsanlarla iletişim kurarken öncelikle yaşanan travmanın ciddiyetini öğrenmek gerekir. Yani tam olarak ne oldu, depremden nasıl etkilendi, bu değerli. Travmatik olay çok uzun sürerse, kişiyi etkileme olasılığı çok daha yüksektir. Travmatik olaylarda cinsiyet değerlidir. Travma sonrası gelişen ruhsal sorunlar kadınlarda daha sık görülür. Yaş da travmatik olaylarda değerli bir faktördür. Çocuklar ve yaşlılar risk altında, orta yaş grubu bu konuda biraz daha korunuyor. Yoksulluk ve eğitimsizlik tüm ruhsal bozukluklar için risk faktörleridir. Geçmiş travmalar bizi yeni travmalara karşı daha duyarlı hale getirir. Önceden var olan bir akıl hastalığı ve yetersiz sosyal pekiştirme riski artırır. Gerginlik faktörü ne kadar fazla ve koruyucu faktör ne kadar azsa kişi o kadar fazla etkilenir.
“Önce Güvenlik”
Travmatik olaylardan sonra önce güvenliğin düşünülmesi gerektiğini belirten Dr. Akkuş, “İnsanlar travmatik olaylar yaşar ve bunun sonucunda ortaya çıkan belirtiler zamanla azalır ancak bu özelliklerin azalması için kişinin kendine güven duyması gerekir. Kısa sürede rutin ve istikrar oluşturmak değerlidir. Başka bir deyişle, travmatik olaylar insanların yaşamlarında bir bölünme yaratır. Ortaya çıkan bu çatlakları ortadan kaldırmak için rutin ve istikrar sağlamalı ve insanları teşvik etmeliyiz. Travma ve keder başka insanlarla paylaşılarak yumuşatılır. Paylaşılmazsa, gelecekteki ruhsal bozukluklar için en değerli risk faktörlerinden biridir. Kişisel bakım değerlidir. Alkol ve madde kullanımından kaçınılmalıdır. İlk müdahale alanlarımızdan biri de vücudumuz olmalı; eğitim, meditasyon, nefes eğitimi gibi. Olayı yaşayan kişilerin can güvenliklerinin sağlanması ve temel ihtiyaçlarının karşılanması gerekmektedir. Onlara duygusal durumlarında yardımcı olmamız gerekiyor. Bunun için bireylere toplumsal bir temel oluşturulmalıdır. Kendi merakımızı ve yaklaşımımızı dizginlemeliyiz. Nasıl oldu, neredeydin, kaç saat bekledin gibi sorular sorulmamalı ve konuşmaya zorlanmamalı. Onlara mağdur gözüyle bakmamak ve onları daha fazla etkilememek için her zamanki rutini içinde hareket etmeleri gerektiğini söyleyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı